ERKEN TEŞHİS HAYATIMIZI NASIL ETKİLİYOR?
Merhaba! Genel Cerrahi Uzmanı Tayfun Yücel ile birlikteyiz. Eğitimin, eğitilmenin ve eğitmenin önemini vurgulayan ve erken teşhisin, hijyenin büyük bir önem arz ettiğini söyleyen bir hekim. Kendisi ile hekim olmak ve ağırlıklı olarak kalın bağırsak kanserleri hakkında konuşacağız…
Sema Baysal: Tayfun Bey, hoş geldiniz. Öncelikle biraz kendinizden, kariyerinizden bahseder misiniz?
Tayfun Yücel: Genel cerrahi uzmanıyım 30 senelik mesleki kariyerim var. İstanbul Tıp Fakültesinden ihtisas aldım. İhtisas aldığım yer bize cerrahiyi ve bizim ilgilendiğimiz konuları iyi öğretti fakat tabii ki her şey okulla bitmiyor, ihtisasla bitmiyor. Sonrasında da mutlaka üzerine koymanız gerekiyor. Sonrasında mesleki yaşantımızı aynı şevkle, aynı coşkuyla devam ettirmeye çalıştık. Değişik hastanelerde klinik şefliği, klinik doçentlik, profesörlük gibi kariyerler alarak kendimizi geliştirdik. Mutlaka eğitim hastanelerinde olmaya çalıştık. Çalıştığım süre zarfında asistan arkadaşlarla, uzman arkadaşlarla iyi bir beraberlikle hem kliniğimizin gelişmesine katkıda bulunduk hem de onların gelişmesine katkıda bulunduk.
Cerrahi tam bir ekip işi yalnız başına yapılabilecek bir iş değil. Zaten artık hayat öyle, mutlaka bir ekip çalışması koordine bir çalışma gerekiyor. Daha çok ilgilendiğim konular kolorektal cerrahi, endoskopi cerrahi, laparoskopik cerrahi. Genel cerrahi geniş bir alandır çok geniş bir alandır. İçinde birkaç branş da içerir, gastrointestinal bölümde kalmayı tercih ediyorum. Endoskopilerimizi, gastroskopilerimizi, kolonoskopilerimizi kendimiz yapıyoruz. Hastalarımızın takibinde ekip çalışmasının önemini tekrar vurgulamak isterim ve sonrasında da hastalarımıza ve sağlığa hizmet etmeye çalışıyoruz. Başarabildiğimiz oranda ne mutlu bize diyoruz.
Sema Baysal: Çok şükür. Hekimlikteki hedefleriniz nelerdir hocam?
Tayfun Yücel: Hekimlikte esasında biz şunu öğrendik: İyi bir şekilde öğreneceksiniz, kendinizi geliştireceksiniz ve bu geliştiklerinizi de arkanızdaki yeni nesillere bırakacaksınız. Kendinizi geliştirdiğiniz ve öğrendiğiniz her şeyi kendinizle beraber bu ülkeden, bu dünyadan gitmeyecek. Bu yazılı kitap olur, yayın olur, asistan eğitimi olur ben bunlara çok ağırlık veririm kendi hayatımda. Mutlaka ekip çalışmasına inanırım ve arkadaşlarla beraber bir beraberce çok daha başarılı hizmet edileceğine inanırım bazen gerektiğinde en yeni tıbbı bitirmiş bir doktor arkadaşımızdan bile öğrenecek şeyimiz olabilir. Yeni nesil yetişen arkadaşlara mutlaka el vermemiz gerektiğini, onlara da gelişmesine katkıda bulunmamız gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü sonuçta bu iş bir usta çırak işidir ve nesiller boyu da devam etmeli. Tabii ki hekimlikte sadece tıpla uğraşmak da gerekmiyor yani kendinize de zaman ayırmalısınız, aktiviteleriniz olmalı, hobileriniz olmalı. Kendinize, sosyal hayatınıza ailenize, çocuklarınıza, torunlarınıza da mutlaka vakit ayırmalı onlarla beraber keyifli zamanlar geçirmeniz lazım. Çünkü hayat hakikaten kısa. 14 milyarlık bir evren tarihinde biz 60-70 sene geçiriyoruz, çok kısa bir hayat. Bunu oldukça verimli bir şekilde çevremizle, ailemizle, mesleğimizle bir bütün halinde ve hayattan keyif alarak geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Böyle de yapmaya çalışıyoruz, inşallah başarırız iyi bir hayat süreriz hep beraber inşallah.
Sema Baysal: İnşallah. Hocam Proktoloji ne demektir?
Tayfun Yücel: Proktoloji benim ilgi alanlarımdan biridir ve proktolojide de bahsettiğimiz bölge makat ve makat çevresi bölgenin hastalıklarıdır ve oldukça yaygındır. Genel popülasyonda %60 civarında bir yaygınlığı vardır, çok sıktır. Çevrenizdeki insanlara bakın makatında, makat çevresindeki bir sürü problemleri vardır. İnsanlar biraz da bunu saklar tabii utanır, göstermek istemez ama gerçekten çok ciddidir. Genel cerrahi polikliniklerinde de gerçekten gelen hastaların içerisinde ciddi bir ağırlığı vardır.
Proktoloji, makat ve makat çevresi ve kalın bağırsağın son kısmı bölgesiyle ilgilenen bir bilim dalıdır. Ben bugün hem ondan, o bölgeden hem de kalın bağırsak bölgesinden, hastalıklarından ve özellikle kanserden bahsetmek isterim, bu da çok yaygın. Kanser açısından kadın ve erkek popülasyonuna bakacak olursak; erkeklerde prostat kadınlarda meme kanseri bir numara. Ama ikinci sırada akciğer, üçüncü sırada her iki cinste de kalın bağırsak kanserleri geliyor. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada sıklığı fazla olan bir kanser türü. Her sene yüzbinlerce yeni vaka keşfediliyor ölüm oranı da ciddi sayılır. Erken teşhis tabii ki tüm kanserlerde olduğu gibi kalın bağırsak kanserlerinde de hayat kurtarıcı.
Genellikle bizim popülasyonumuzda Türkiye’de gelen hastalarımız ileri evrelerde gelirler. İnsanlarımız kendilerine çok fazla dikkat etmezler, kontrollerini zamanında yaptırmazlar. İleri evrede gelirler ve o zaman da yapılacak işler azalıyor, hayat kısalıyor ve ciddi ölüm nedeni oluyor. Ama erken tanı olur, bir takım tarama testleri zamanında yapılırsa kolorektal dediğimiz bu bölgenin kanserlerinde de küre ulaşmak yani iyileşebilmek mümkün.
Sema Baysal: Peki, en sık hangi şikayetlerle başvurular oluyor size?
Tayfun Yücel: Perianal bölgenin hastalıkları sıktır, sıklıkla ağrı olur, kaşıntı olur, makattan olan kırmızı kanamalar olur. En fazla gördüğümüz şikayetler bunlardır ayrıca makat bölgesinde siğiller olur. Makat bölgesinde bazı yaralar görebiliriz. Genellikle bulguları bunlardır ve bu bölgeye biraz utanılan bir bölge olduğu için insanlar genellikle şikayetlerini erkenden söylemez. Bu konuda insanları biraz daha uyarmak gerekir çünkü daha basitken hastalıkların tedavisini yapabilmek çok daha kolay olur. Sadece bir gözle muayeneyle veyahut parmak muayenesiyle tanıyı koyabilmek mümkündür tabii tetkikleri ilerletmek bu safhada kalmamak gerekir çoğu kez ama basit bir muayeneyle bile tanıyı koyup gerekli tedavilerle hastayı rahatlatmak mümkündür.
Sema Baysal: Evet, toplumdaki sıklığının oldukça fazla olduğunu söylediniz.
Tayfun Yücel: Toplumda sıklığı fazla, hastanelere gelen hastalarımızın içerisinde %50-60 kadarı bu bölge patolojilerinden, bu bölge hastalıklarından geliyor ama ben size az önce de bahsettim hastalar utandığı için paylaşmıyorlar, açıklamıyorlar ve bu nedenle benim yakın çevremde bile çok şahit oldum. Genel toplumda da aynı şekilde olduğunu düşünüyorum.
Sema Baysal: Peki nedenleri nelerdir hocam? En azından bir uyarı amaçlı onu da dilerseniz paylaşın bizlerle.
Tayfun Yücel: Belirtiler olarak zaten söylemiştim; perianal bölgede ağrı, ayrıca en önemli şikâyet ağrıdır. Sonrasında bölgeye olabilecek akıntılar. Bunlar kokulu akıntılar olabilir veya beyaz seroz akıntıları olabilir. Kanamalar özellikle kırmızı veyahut da siyah rengin de olabilir ama daha çok kırmızıdır bu bölgenin kanamaları. Kanamalar, hastaların kanama nedeniyle hastaneye, doktora başvurmayıp bir süre ya geçer bakalım deneyelim bakalım diyerekten zaman geçirdiği çok olgular görmüşüzdür ve sonucunda da önlenebilecek hastalıkların önlenemeyecek boyutlara geldiğini de görmüşüzdür. Bu bölgedeki hastalıkları da sayacak olursak, hemoroid çok yaygın bir hastalık hemoroidin basit bir şekilde başlangıç halinde olanları da var ileri derecede büyümüş dışarıya çıkmış artık hiç içeriye girmeyecek şekilde olanları da var ve hemoroid ciddi kanama yaratabiliyor.
Makat bölgesinde apseler olabiliyor yani deride görebildiğimiz cilt apseleri vardır sivilce gibi bunun hatta daha büyük formları makat bölgesinde gelişebiliyor. Tabii bunu en büyük nedeni kabızlık yani insanların büyük abdest ve dışkılamayı bir periyod içerisinde her gün yapılması gereken bir işlem olarak görmesi gerekiyor. Bizim insanlarımız özellikle iş hayatı koşulları içerisinde işte uygun tuvalet bulamadım gerekçesiyle tuvaletini geciktirmeyi, o gün tuvalete gitmemeyi hatta birkaç gün geciktirmeyi çok severler nedense.
Seyahatte hepimizin başına gelmiştir, seyahatte olduğunuz zaman uygun tuvalet bulamazsınız, gittiğiniz yerin tuvaletleri uygun olmaz, dışkılamayı geciktirirsiniz, bunların hepsi sonrasında hemoroittir, çatlaktır, apsedir, yaradır gibi bir takım klinik bulgularla geri döner. Onun için dışkılama alışkanlığımızı mutlaka düzenlememiz ve dışkılamayı periyodik bir hale sokmamız lazım. Bu sabah da olabilir, akşam da olabilir size hangisi uygunsa ama mutlaka her gün aynı saatte tuvalete gidip tuvalette dışkılamak için belli bir saat ayırmak gerekir. Bu esnada aşırı bir şekilde ıkınmak, aşırı zorlanmak da kötüdür bu da hemoroitleri arttıran bir nedendir. Makul bir ıkınma ile dışkılamayı mutlaka denemek lazım her gün belirli saatlerde. Bağırsaklar otonom çalışan bir organdır yani kendi kendine çalışan bir sistemi vardır sinir sistemi vardır. Terbiye etmek sayesinde her gün, belli gün dışkılamayı bağırsaklara öğreterek ve bunu devam ettirerek bu hastalıkların bir kısmını da önleyebilmek mümkündür.
Biz hastaların sadece şikayetlerini dinlemiyoruz bir de bunun hikayesini dinliyoruz. Ne oldu? Ne zaman oldu? Nasıl başladı? Yani sonuçta ne çıkıyor yine zamanında dışkılayabilmek, hijyene dikkat edebilmek bu bölgenin hijyenine dikkat edebilmek, dikkat etmek. Mutlaka birtakım problemler olduğu zaman bunları basit yöntemlerle çözmeye çalışmak. Seyahate gittiniz, uygun yer bulamıyorsunuz, dışkılayamıyorsunuz, dışkı sertleşti hemen büyük abdesti rahatlatacak bir müshil ilacı alarak yumuşak bir şekilde çıkarak ertesi gün rahatlamak ve böylece bağırsakları boşaltmak son derece önemli.
Sema Baysal: Peki, tarama programları nasıl olmalıdır ve ne tür ameliyatlar yapılmaktadır?
Tayfun Yücel: Mesela kalın bağırsak kanserlerinden bahsettim, kalın bağırsak kanserleri kadınlarda da erkeklerde de çok sık. En çok sık görülen kanserlerde ikinci veya üçüncü sırada yer alıyor o halde de bizim toplumumuzda da bu görülebilir, bunu başlangıç halinde görülebilmesi bizim taramalara erken başlatmamıza bağlı.
Mesela Japonya’da çok ciddi bir tarama programı var onlarda özellikle mide kanseri çok fazla, mide kanserlerini çok erken erken devrede saptıyorlar. Saptadıkları içinde hastalar bu kanser nedeniyle hayatlarını kaybetmiyor. Kalın bağırsak kanserlerinde de tarama programlarını mutlaka 50 yaşında her insan için başlatmalıyız. Bu kişinin şikâyeti olsun olmasın, kanaması olsun olmasın 50 yaşını geçmiş her kişi, insan, kadın, erkek mutlaka bir hemoroitleri tabii buna gastroskopi de yani mide tetkiki de ilave edilmeli. Hemoroitleri dediğimiz kalın bağırsağın endoskopik incelenmesi bizim ışıklı bir aletimiz var biliyorsunuz. Artık bu iş çok külfetli de değil hastalarımızı bir gün önceden görüyoruz. Anestezi kliniğine gönderip muayenesine gönderiyoruz herhangi bir sıkıntı olmadığını anladıktan sonra anestezi altında yapıyoruz. Yani artık hastaya hiçbir ilaç vermeden canlı canlı bu işleri yapmıyoruz. Onu uyutmadan hastayı hakikaten yapmak büyük sıkıntı çünkü bir defa ben de denedim ne kadar zor bir iş olduğunu biliyorum hiçbir kimseye de önermiyorum.
Anestezi altında yapıyoruz hiç hasta için olumsuz bir şey değil rahat yapılabilir, onun için 50 yaşını geçen her insan bir temel olarak bir mide bağırsak sistemini endoskopik olarak inceletmeli. Eğer burada bir şeyler görürsek ki polipler kanser öncüsü deriz biz onlara bazı küçük polipler çıkar. O polipleri mutlaka alırız ve bu incelemelerin sonucunda bazen yakın zamanda kansere dönecek bazı polipleri de çıkarmış oluruz ve aslında çok başlangıçta da bu işten kurtulmuş olur. Polipleri olan hastalarda bu incelemelerimizi tekrarlayan kolonoskopileri daha sık yaparız. 3 senede 5 senede bir bazen tehlikeli bir polip varsa senede bir tarama yaparız ama hastaya kolonoskopi yaptınız hiçbir şey bulunmadı her şey pırıl pırıl o zaman 10 senede bir kolonoskopi yapmak bile yeterlidir. Ama temel kolonoskopi yapmayı unutmamak gerekir. Tabii ki bu normal insanlar için ama ailesinde kanser olan, genetik eğilimi olan bazı insanlar vardır bu da genetik testlerle hastayı sorgulayarak anlaşılabilir.
Bunlarda tarama testleri daha erken başlar. Bazı hastalıklarda 25 yaşına kadar bu tarama testlerinin başlangıcını indirmek gerekir. Tabii kalın bağırsak makat bölgesiyle ilgili en ufak bir şikâyette de geciktirmeden doktora başvurmalı, kabızlığı çözmeli, mutlaka kabız kalınmasını önlemeli ve altını çizerek söylüyorum, hijyene dikkat edilmeli… Bu kendi evinizde olur, tatilde olur, gittiğiniz yerde olur mutlaka hijyene dikkat etmeli. Küçük dokunuşlarla hayatlarımızı kolaylaştırmak, problemleri en aza indirmek mümkün.
Teşekkür ederiz…