DOLAR 32,5947 % 0.36
EURO 34,8625 % 0.35
GRAM ALTIN 2.493,51 % 0,36
ÇEYREK A. 4.076,88 % 0,36
BITCOIN 2.137.953 4.637
ÜYE PANELİ

Son Güncelleme :

14 Aralık 2021 - 14:00

/ 243 views kez okundu.

ÜNLÜ GÜZELLİK KOÇUN SEVİM ALAN, NİŞANTAŞINDAKİ OFİSİNİN KAPILARINI BUSINESS CHANNEL DERGİSİNE AÇTI !

İç mimar olarak iş dünyasına giriş yaptıktan sonra kendini bir anda güzellik sektöründe bulan ve zamanla alanının öncüsü haline gelen bir isim ile sizlerleyiz… Sevim Alan!
İnanılmaz yoğun enerjisi e güler yüzüyle bizi karşılayan Sevim Alan, her başarılı insanın yaşadığı gibi bu yollara kolay gelmemiş… Ama düştüğü zaman da kalkmayı istikrarlı mücadelesiyle başarmış. Yeteneğinin ve kendine güvenmesinin sayesinde başarıya adım adım ilerlemiş. Kaş tasarımları, güzelliği ve işine olan titizliğiyle dillerden düşmeyen, sosyal medyada trendleri yakalayan Sevim Alan’a Rihanna’dan Bülent Ersoy’a, iç mimarlıktan güzellik sektörüne, cilt bakımı, gelecek projeleri ve çok daha fazlasını sorduk. Hiç bitmeyen enerjisi, tüm samimiyeti ve doğallığıyla başarı öyküsünü ve güzellik sırlarını keyifli sohbetiyle bizler için anlattı.

Sevim Alan ile söyleşimiz:

Yağmur Genç: Nasıl bir çocukluk geçirdiniz, sizi mimar olmaya iten ne oldu? Çünkü Konya Selçuk Üniversitesi’nde Moda Tasarımı okumuşsunuz ve sizi bir anda mimar olarak gördük. Nasıl gelişti o süreç.

Sevim Alan: Aslında moda tasarım okumak aklımda yoktu, mimar olmak da aklımda yoktu. Üniversiteyi Moda Tasarım olarak okudum. Sonra dışardan Tasarım Yönetimi okudum. Daha sonra 2012 yılında Kadıköy’de yetenek sınavlarına girdim. Yetenek sınavında birinci olunca iç mimarlık okudum. Tamamen yeteneğim beni oraya taşıdı yoksa benim aklımda, şu meslek dediğim bir meslek yoktu. Avukatlık, savcılık belki isterdim ama bu yeteneğim beni tamamen mimarlığa götürdü. İlk mimarlık yaptığım senelerde bazı villa projelerim oldu sonra güzellik salonu tasarımı yapmaya başladım.

Yağmur Genç: İkinci sorunun yanıtını vermiş oldunuz aslında. Çünkü bu alan olmasaydı hangi mesleği seçecektiniz diye soracaktım.

Sevim Alan: Savcı olurdum.

Yağmur Genç: Peki, iç mimarlık alanında daha çok hangi çalışmalar yapıyorsunuz?

Sevim Alan: Şu an iç mimarlık alanında çalışma yapmıyorum. Kendi hocamla çalışıyordum. Halil isminde bir hocamla çalışıyordum. Şu an yine benim hocam Nihat Bey’le çalışıyorum. Benim şubelerimin tasarımını yapıyor. Ben yine bana verdikleri tacı onlara verdim. Güzellik sektöründe daha mutluyum, kadınlarla daha çok iç içe olduğum için. İnşaattan biraz kendimi çektim.

Yağmur Genç: Son zamanlarda sosyal medyada birçok kişi kendi evlerini ve çalışma alanlarının fotoğrafını paylaşıp bir takım dekorasyon önerilerinde bulunuyorlar. Şunu sormak istiyorum size; bir evde ve ofiste olmazsa olmaz nesne ve renk sizce nedir?

Sevim Alan: Ben siyahçıyım. Bence bir evde siyah olmazsa olmaz. Yine biraz da öyle beyazcıyım, bir evde beyaz da olmazsa olmaz. Bence en iyi kombinler. Ama tabii 2-2.5 yıldır bir ilgim yok. Sorsalar bende dönüp biraz daha bakarak söylerim. Huzur renkleri… Daha açık kahveler, daha siyahlar, daha beyazlar, tek renkler.

Yağmur Genç: İç mimarlıktan güzellik sektörüne nasıl bir geçiş hikâyeniz nasıl oldu yeni bir heyecan mı aradınız yoksa nesneleri bir kenara bırakıp insanlara mı dokunuş yapmak istediniz?

Sevim Alan: Aslında bütün takipçilerim bunu merak eder. Bir güzellik salonu tasarımı yaptım. Daha sonra ticari anlaşmamazlıklarımız oldu. Bana iş yerine ortak olmamı söylediler, oldum. Yine ticari anlaşmamazlıklarımız oldu. Çekilmek istediklerini söylediler, çekildiler. Şube bana kaldığında 3 personelimiz vardı ve onları işten çıkarmaya gönlüm razı olmadı. Kalsın böyle, ben de bir köşede mimarlık yaparım dedim. Tabii gördükçe merak uyandırdı bende. Kaş alayım, saç boyayım derken her şeyi kendim gözlemleyerek öğrendim.

Yağmur Genç: Peki, küçükken annenizin makyaj malzemelerini gizli gizli alıp makyaj yapar mıydınız? Hevesiniz var mıydı?

Sevim Alan: Çok doğalcı bir ailem var benim. Yapmazdım ama tabii makyaj malzemeleriyle oynamışım mutlaka.

Yağmur Genç: İlk etapta kuaför salonu açarak başladığınızı duydum bu sektöre. Şu an bu konumda olacağınızı tahmin ediyor muydunuz, o süreçte?

Sevim Alan: Hiç tahmin etmiyordum. Kuaför salonu tasarımı yaptım açmadım. Ticari anlaşmamazlıklardan dolayı bana kaldı diyebiliriz. Tabii oradakileri de ekmeğinden etmek istemediğim için kapatmadım, devam ettirdim.

Yağmur Genç: Oldukça yetenekli ve başarılı bir kadınsınız ki bunu zaten sizi sosyal medyadan ve yakından takip edenler de biliyor. Gerçekten ülkemizdeki kadınların bu denli yetenekli olması, kendi ayaklarının üstünde durması özellikle Türk vatandaşlarına çok onur verici. Peki, hayallerinizin gerçek olmasındaki en büyük etken nedir, kendinizi nasıl motive ettiniz, bir metot veya ritüel çalışmaları yapıyor musunuz?

Sevim Alan: Ben çok istikrarlı davrandım. Kolay kolay hiçbir zorluktan vazgeçmedim, aksine zorluklar geldikçe gülüp geçmeyi öğrendim. Her zorlukta ne de olsa bunun arkası bir kolaylıktır diye zorluk sürecinin kolay günlere döneceğini düşünerek hareket ettim. Sağımdaki solumdaki kimseye kulak asmadım. Bildiğimi okuduğum için böyle oldu bence ve insan yeteneğini düşünerek hareket etmeli. Ben yeteneklerimin hepsini düşünerek öne çıkardım ve hiç düşünmeden bir adım atmadım. Bütün adımlarım düşünceli ve bilinçlidir.

Yağmur Genç: Ne kadar güzel! Peki, başarıya giden yolda olumsuzluklarla karşılaştınız mı? Bunlarla nasıl mücadele ettiniz? Aileniz size nasıl destek oldu bu konuda?

Sevim Alan: Çok müdahale ettim. Yani karşılaştığım bütün olumsuzluklara kendim, benim bünyemde çalışan herkes, yaşayabileceği minik bir olumsuzluğa bile olumlu yöne çevirmek için hep pozitif enerjiyle müdahale ettim. Büyük zorluklarım olmadı, ailemden hiç destek almadım halen daha almıyorum ve hiçbir zamanda almayı düşünmüyorum. Ben destek verecek konuma geldim bu da tamamen yeteneğimdi, işimdi ve insanların bana inanması, bana güvenmesiydi. Bence güvenin olduğu yerde başarı zaten kendiliğinden gelir.

Yağmur Genç: Önemli olan zaten insanın kendine inancı ve kendine güvenmesi. Hakikatten genç yaşınıza rağmen iki farklı mesleği hayatınızda taşıyorsunuz. Peki farklı hayalleriniz var mı, farklı alanlarda? Bu alanlarda gelecek için düşündüğünüz çalışmalar var mı?

Sevim Alan: Aslında daha önce farklı hayallerim vardı yani yurt dışına gitmek gibi hayallerim vardı. Ama artık burası evimmiş gibi oldu. Türkiye’de böyle bir mesleği yapmak, biraz daha öncü olmak benim için güzel oldu. Şimdi hayallerim var olsa bile önce kendi memleketim, kendi vatanım derim. O yüzden onları askıya aldık, hayalleri değil sadece öyle bir süreç oldu artık.

Yağmur Genç: Bülent Ersoy’la tanışma hikâyeniz nasıl oldu, kendisiyle unutamadığınız bir anınız var mı ve Diva protokolünden biraz bahseder misiniz?

Sevim Alan: Ben yıllar önce Bülent Hanım’ın ev dekorunda onunla tanışmıştım. Evinin dekoru için onunla görüşmüştük. Daha sonra çok sevdiğim bir abime Bülent Hanım’ın bir açılışına gelmesini ve bir protokolümün adını ‘Diva’ koyduğumu söyledim. ‘Diva’yı koyduğumda tüm takipçilerim Bülent Hanım alınmasın dedi. Aslında Bülent Hanım’ın bana alınmayacağını biliyordum. Sonra kendisiyle konuştum defalarca, Diva protokolü için çok mutlu olduğunu söyledi ve açılışıma geldi. Bülent Hanım’la tanışma serüvenim belki 5 yıl öncesiydi. Ama bir telefonda hatırımı kırmayacak kadar benim için çok kıymetli biriydi. Sağ olsun açılışımıza geldi çok da uğurlu geldi.

Yağmur Genç: Birçok sanatçıyla iç içesiniz, kendinize en yakın gördüğünüz isim hangisi? İrem Derici, Gülben Ergen veya başka bir isim var mı?

Sevim Alan: Haksızlık olur diye düşünüyorum. Gülben Ergen çok samimi ve doğal. İrem Derici çok deli ve doğal. Bülent Hanım çok mütevazı ve doğal. Aslında hepsinin sonunda samimiyet ve doğallık var. Hepsi bana çok yakın. Hiçbirinde bir ego ya da beni rahatsız edecek herhangi bir şeyleri olmadı.

Yağmur Genç: Belki de başarılarınıza başarı katarak, kariyer basamaklarını adım adım atlayarak dünya starlarından birine ulaştınız. Belki de sizin için başarıların zirvesidir. Belki çok daha ilerisi olacak. Aynı zamanda sosyal medyada çalışmalarınızın ve güzelliğinizin dışında oldukça konuşulan bir konu haline geldi. Sizi araştırdıklarında çalışmalarınızın yanında Rihanna, şu an için mühür gibi duruyor. Birlikte neler yapacaksınız? Heyecanlı mısınız?

Sevim Alan: Aslında davet edildim. Ama şu anda Covid-19 sebebiyle Amerika’ya gidemediğimiz için gitmedik. Bir gizlilik sözleşmemiz var ama detayları şöyle: Eğitim. Onun da güzellik dalında yatırımları var ve bir eğitimcisi olarak gideceğim Amerika’ya. Böyle söyleyeyim. İnşallah Kasım ya da Aralık ayında da komple hem kendi takipçilerime hem de herkese anlatmış olacağım. Benim içinde çok güzel bir şey, inanılmaz güzel.

Yağmur Genç: Beauty Palace nasıl kuruldu? Sizin için çok önemli ve özel bir yeri olduğunu düşünüyorum.

Sevim Alan: Bunu samimi anlatayım mı? Çok samimi. Ben böyle güzellik salonu derken hep salon, güzellik bana çok normal geliyordu ve iki sene önce bu işe başladığımda danışanlarım kalabalıkta beni beklerken hep onlara; ‘saraylarda yaşatacağım sizi’ diyordum. Sonra 3. şubeyi açmayı kafama koyduğumda artık burası güzellik sarayı olsun, saray gibi açalım, insanları saraylarda yaşatalım. dedim. Üçüncüyü de saray diye açtık ve artık güzellik sarayı.

Yağmur Genç: 16 ayrı şubeniz var ve sektörünüze yeni elemanlar yetiştireceğinizi hatta yurt dışına açılacağınızı duyduk. Biraz bundan bahseder misiniz?

Sevim Alan: İstanbul’da hedefim 16 şubeydi, 17.yi vermiyorum İstanbul’da. Her 20 km’de 1 insanların bize ulaşmasını istedik. Daha doğru işlemler, daha doğal işlemler ve daha doğal şeyler sunuyoruz. İstanbul’un dışında da şubelerim var açılacak. Şu an anlaşmasını yaptığım toplamda 23 şubem var. İstanbul benim için farklıydı, istediğim hedef de şu an 16 şube, Ankara’da 2 şube. İzmir’de 2 şube gibi hedeflerim var. Ama her şeyden önce tabii ki aynı memnuniyet ve aynı kaliteyle inşallah çok iyi olacak.

Yağmur Genç: Eğitimler nasıl olacak?

Sevim Alan: Eğitimler Ataşehir şubemizde, genel merkezimiz orasu 12 katlı bir merkez. Ataşehir şubemizde eğitimleri kendi eğittiğim hocalarıma ve arada derslere girmek kaidesiyle oraya kurduk, 1 ay sonra açacağız. 1 ay sonra artık evde oturmak istemeyen, kendisini geliştirmek isteyen bütün kadınlara inşallah ekmek kapısı olacağız.

Yağmur Genç: Yurt dışı eğitimleri nasıl olacak? Rihanna ile olan projenizle mi bağlantılı?

Sevim Alan: Rihanna ile olan projemde de, İsviçre Zürih’de bir akademim olacak aslında. Ekim, kasım ayında olacak. Rihanna ile olan projemde sadece bir kez lansman şeklinde bir eğitim programı olacak.

Yağmur Genç: İstanbul’un sizin için farklı olduğunuzu söylediniz. İstanbul’un size farklı gelen özelliği ne peki?

Sevim Alan: Birçok şehirden sonra İstanbul bana çok uğurlu geldi. İstanbul’u o yüzden biraz daha farklı görüyorum.

Yağmur Genç: Biraz da güzelliğe dönelim. Kaşlar yüzün tamamlayıcı ögesi midir? En doğru kaş bakımı nasıl olmalı ve kendimize uygun kaş modelini nasıl bulabiliriz?

Sevim Alan: Kaşlar gerçekten insanın yüz ifadesini komple değiştiriyor, çok samimi söylüyorum. Profilimde artık 40-50 yaşına gelmiş, kaş kavisleri çökmüş birçok danışanın kavislerini yukarıya kaldırdığınızda yaşı gençleşiyor ve bana hep dolgu botoksu yapıyorsunuz diyorlar. Aslında güzel bir tasarım. Her kasın üzerinde bir et var ve onun aşağıya inişi demek kişiyi yaşlı gösterir. Kasları yukarı kaldırdığınızda, kavisler yukarı kalktığında da yüz dinamik ve genç olur. Sanırım bunu başardığım için dikkat çektim 2 senede. Kaş bence bir kadın için en önemli bir şey artık. 2 yıl önce ben başladığımda da belki bu kadar değildi ama ben insanlara kaş öncesi ve sonrasında farkı gösterdikçe artık herkes kaş yaptırmanın var olanın içini doldurmak değil, yeni bir tasarımla daha genç ve dinamik olmak olduğunu algıladı.

Yağmur Genç: Ben 21 yaşında olmama rağmen çok fazla sorun yaşıyorum. Her gittiğim de farklı bir şekille karşılaşıyorum. Biri birinden farklı oluyor, şekli tam oturtamadım ne yazık ki.

Sevim Alan: Oturtamazsınız maalesef. Her iki göz birbirinden farklıdır ama doğru ölçü hiçbir zaman altın oran değildir benim fikrim. Doğru ölçü almak lazım. Doğru ölçünün alınma şeklini, sadece kendi eğitimlerimde, kendi öğrencilerime söylüyorum ki biz sektörde farklı bir yerde olalım. Bunu herkesle paylaşmıyoruz. Ölçü alırken hiç ölçü alış şeklimizi söylemiyoruz. Ama tabii bizim de kendimizce işlem sırlarımız var. Yayılsın istemiyoruz, bizim salonlarımıza ve bizim öğrencilerimize özel olsun.

Yağmur Genç: Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır diyerek tamamlamak istiyorum. Hakikaten ben sizi röportajdan önce araştırmıştım ama bu kadar güzel ve enerjik olduğunuzu hiç tahmin etmiyordum. Şunu sormak istiyorum: Cildimize nasıl bakmalıyız? Hangi yaşta bakmaya başlamalıyız? Sizin özellikle ev hanımları için önerebileceğiniz ufak tüyolar, ufak nüanslar var mı?

Sevim Alan: Ben cilt için kesinlikle tonik karşıtı biriyim. Cilt toniklerine karşıyım. Siyah nokta bantlarına karşıyım. Ben bir cildin en doğal sabununa her sabah yıkanması, her akşam yıkanması taraftarıyım. Bir tonikle silip aslında toniğin içinde kullanılanların ciltte kalması hiçbir zaman doğru değil. Daha doğal şeylerle, doğal olduğuna emin olduğumuz yani piyasada çok fazla doğal ürün var. Ama her doğal yazanda maalesef doğal değil. Çok daha doğal işlemler yaptırarak cildimize bakabiliriz. Ben 35-36 yaşındayım cildime hiçbir şey yaptırmadım bugüne kadar ama hiçbir zamanda elimden bir bal sabununu, bir kömür sabununu eksik etmedim. Sadece sabunla yıkadım.

Yağmur Genç: Siz zaten kendinize nasıl baktığınızı söylediniz ama Sevim Alan’nın yanından asla ayıramayacağı 3 makyaj malzemesi nedir?

Sevim Alan: Kalıcı makyaj uzmanı olduğum için çok fazla makyaj malzemesine ihtiyacımız yok. Dudak renklendirme hafif var. Sadece parlatıcı haricinde bir şey kullanmıyorum, sadece parlatıcı.

Yağmur Genç: Ozon Protokolü nedir, biraz bahseder misiniz?

Sevim Alan: Tabii ki, ozan protokolü anti-aging etkili cildi en iyi temizleyen ve gerçekten bitkilerden yapılan bir protokol. Tamamen aylarca bir bidonun içinde kaynayan ve çok fazla içindeki maddeleri de söylemek istemiyorum özel bitkiler. Bir bidonun içerisinde aylarca bekletilen, sonra kaynayan ve müthiş etkisi olan bir bakım. Aslında hepimiz cilt bakımı yaptırıyoruz. Biz onu hydrofacial cilt bakımıyla ya da bir bakımla kombinledik ve müthiş bir bakım oldu. Cildinizdeki bütün siyah noktalarınızdan arındırdıktan sonra ozon kolajen ve peeling uyguluyoruz. Anti-aging etkisinde müthiş bir cilt çıkıyor, tertemiz bir cilt. Her ay düzenli bir ozon yaptıran bir danışanımız asla bir fondötene veya cilt hastalığına hiçbir şekilde bulaşmaz.

Yağmur Genç: Ben bu konuda çok mağdur olduğum için çok fazla araştırma yaptım. Meyve asidi yaptırdıktan ve cildim bir anda mahvoldu.

Sevim Alan: Meyve asidi, hangi meyvenin asidi?

Yağmur Genç: Söylemediler bana.

Sevim Alan: Bitki kökü diyoruz mesela ama hangi bitkinin kökü? Ölmez çiçek. Ölmez çiçek, Türkiye’den yurt dışına satılırken çok yüksek rakamlarla satış yapılan bir bitki, olduğu bölgeler belli. Ölmez çiçek nerede var? Örnek veriyorum Bitlis’te var, başka ilde var. Çok kıymetli bir çiçek, birazcık yüzünüze sürdüğünüze mis gibi olur. Cildinize bir kere diva yapalım, bugüne kadar yaptırdığınız bütün bakımları unutursunuz. Unutmadım Sevim Hanım diva bana hiç işe yaramadı deyin, dileyin benden ne dilerseniz. Protokolün çok arkasındayım çünkü çok gezen mi, çok okuyan mı? Ve ben okurken her şeyi çok fazla inceledim. Güzellik sektöründe değildim belki ama bir bitkinin, o bitkilerinin faydalarını her şeyi çok fazla incelediğim için ozon ve diva’dan asla vazgeçmiyorum ve Türkiye’de gerçekten benden ozon ve diva isteyen hekimler, klinikler, güzellik sektöründe çok fazla insan var. Diva’yı hiç kimseye vermiyorum ama ozanı çok nadir dostlarımla, arkadaşlarıma paylaşıyorum. Ürünü doğal yakalayıp uygulamak çok önemli. Her şey doğal değil, yapalım gitmeden istersen bir gör şok olursun. Diva efsane bir şey.

Yağmur Genç: Ben şunu anladım bu röportaj ile birlikte, siz işinize gerçekten çok fazla değer veriyorsunuz, o kadar özenle anlatıyorsunuz ki işiniz gerçekten sizin için çok farklı bir yere sahip.

Sevim Alan: Aslında benim işim şov değil. İşin şov kısmında değilim, bilgi kısmındayım. Bana cilt sorun, cildin içine ne kullanıyorsunuz… Mesela güneş kremlerimiz yenilebilir. Yüzünüze sürdüğünüz her şeyi yiyebiliyor olmanız lazım. Güneşe çıktığınızda içinde kokusu için parfüm bile yok, aroma var. Yenilebilir olacak ki güneşin altında onunla mutlu olun. Düşünsenize güneşin altındasınız, güneşe maruz kaldınız ve içinde parfüm var. Zaten size belirli bir faydası olmadığı gibi cilt hasarı bırakır. Sürdüğünüzde belki değil ama yıllar sonra bunlar hasar demektir. Güneş kremlerimiz bile yenilenebilir o kadar doğal. Yiyoruz, ciddi söylüyorum.

Yağmur Genç: Ne kadar güzel!

Sevim Alan: İnanılmaz güzel, çok fazla videomuz var güneş kremi yiyen. Hatta diyorlar ki: Ekmek arası güneş kremi sat hadi bakalım.

Yağmur Genç: Ne kadar güzel bir şeyi başarıyorsunuz… Peki, bakım yapmak kadınlara mı mahsustur? Çünkü öyle bir algı var toplumda ne yazık ki. Belirli bir kesim, ‘erkekler bakım yapamaz bakım sadece kadınlara özgürdür.’ düşüncesinin arkasındalar.

Sevim Alan: Hayır, erkek danışanımız çok fazla var. Diva ve ozon için gelen o kadar erkek danışanımız var ki artık o kadınlara özgülükten çıktı. Erkeklerde rahatsız. Bakımlı erkeklere ben çok fazla şahidim. Manikür, pedikür, diva için gelen danışanlarımızın birçoğu erkek ve erkek danışanlarımız inanılmaz memnunlar. Hatta bizi randevu için aradıklarında benim ikinci seans ‘diva’m vardı diye artık işlemi kadınlardan daha çok sahiplenmişler. Öyle de bir durum var herkesin içerisinde.

Yağmur Genç: Aslında sadece kadınların değil erkeklerin de bakım yapması gerçekten çok önemli ama öyle bir algı oluşmuş toplumda ve ne yazık ki körelmiyor…

Sevim Alan: Evet, gerçekten bu algıyı sanırım sadece kadınların olduğu yerlerde gibi olmuş ama biz erkeklere de kadınlara da aynı işlemleri ve aynı emeği veriyoruz. Sonuç aldığımızda da daha çok işe bağlı oluyorlar. Yani onlar da ciltlerini, aylık bakımlara emanet ediyorlar. Bir berberde tıraş olurken sürülen bir kil maskesinin artık hiçbir işe yaramadığının farkındalar.

Yağmur Genç: Birçok güzellik uzmanı kırışıklıklar hakkında, ‘yaşanmışlıkları bozuyor’ diyerek karşı çıkarken birçoğu da tamamen arkasında duruyor. Siz kırışıklıklara yapılan müdahaleler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sevim Alan: Ben karşıyım! Cilde yapılan botoksa karşıyım. Botoks aslında kas öldürme işlemidir. Orayı hareket ettiremezsiniz. 4 ay sonra ya da 6 ay sonra, etkisini ne zaman yitirir tam bilmiyorum bilgim olmadığı için, biraz daha fazla kırışıkla karşılaşacaklar. 2 sene sonra biraz daha. Bunun tam tersinde aslında cilt elastiğini korusak, cilt bariyerini güçlendirsek, cildin 2 katını daha sertleştirsek, sıkılaştırsak bence botokstan uzak dururuz. Derin çizgilerimiz başlamadan önce ilk müdahaleyi yapmamız lazım. Bu yaş 22 – 23 artık çizgilere başlamadan cildimizi temizleyerek anti-aging uygularsak hiçbir sıkıntımız kalmaz. Ben botoksa karşıyım, çok karşıyım!

Yağmur Genç: O zaman genç yaşta daha çok cildimize bakmaya önem vermeliyiz. Mesela ben 21 yaşındayım ve meyve asidini yaptırdığımda 19-20 yaşındaydım sanırım ve hüsrana uğramıştım.

Sevim Alan: Sizin cildinizdeki problem, aktif sivilce. Aktif sivilce; sinir, stresten olur ve çok terleyen ciltlerde olur. Sizin cildinizde çok terliyor. Bu cildi dinlendirmek lazım, alttakini kusturarak. Bunu divayla kusturup cildi dinlendirdiğinizde, cilt sakinlediğinde hiçbir şeye ihtiyacı kalmaz. Sizinki artık cilt bakımı değil, cilt tedavisi diye geçer. Çünkü o artık çocukluktan gelen bir yağlanmanın dışarıya kusmasıdır. Ergenlikten sonra kusmaya başlar, bunun için diva diyorum.

Yağmur Genç: Son olarak, sizin alanınızda ilerlemek isteyen gençlere neler söylemek istersiniz? Ne yapmaları gerekiyor özellikle başarılı olmaları için? Kendilerini nasıl motive etmeleri lazım?

Sevim Alan: Ne kazanırlarsa kazansınlar, hiç paraya bakmadan sadece kadın ve insan kazanmaya baksınlar. Zaten kadın kazandıkça, kadına kazandırıyor. Benim söyleyebileceğim en iyi şey; ben müşterilerime saygım ve onlara olan özenimle kazandım, hepsine çok özen gösterdim. Her biriyle çok ilgilendim. İşleriyle ilgilendikleri sürece kazanırlar ama ben kazandım deyip köşeye çekilip, uygulamaları ve her şeyi bir başkasına devrederlerse kaybederler. O yüzden bu işi yapmak için önce sevmek lazım. İşi ve işlemi değil kadını sevmek lazım. Gelen kadını anlamak lazım, cilt tedavisine ya da kaş değişimine gelen her danışanımız kaşa ve cilde ihtiyacı olarak gelmiyor. Bazen psikoloji ihtiyacı olarak geliyor. Bunu algılayıp doğru yönlendirmek lazım. Yani insanları kandırmadan dürüst ticaret yaptıkları sürece kazanırlar.

Yağmur Genç: O zaman ben bundan şunu anlıyorum hem önce kendimizi sevmemiz, kendimize güvenmemiz lazım sonra bunu karşıdaki ne en saf, en şeffaf haliyle yansıtmamız lazım.

Sevim Alan: Aynen öyle, kendimize yapılmasını istemediğimiz hiçbir şeyi başkasına yapmayarak aslında başarabiliriz.

Yağmur Genç: Çok teşekkür ediyorum, çok güzel yanıtlar verdiniz gerçekten.
Okurlarımıza sevgilerimle…

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.