HUKUK OKUMAK BİR AYRICALIKTIR.
Hukuk denildiğinde sadece avukat mesleği akıllara geliyor ama aslında kendi bünyesinde birçok alt dalını bulundurur. Avukat, savcı, hâkim, kurum avukatlığı, idare avukatlığı ve çok daha fazlası. Ve her alanın zorluğu da birbirinden farklı. Özellikle kadın avukatların zorlandığına dair birçok iddia var. Avukat Fatma Hazal Eryılmaz Çolak, avukatlık mesleğine dair tüm ayrıntıları bizlerle paylaştı.
SEMA BAYSAL:
Avukatlık ile alakalı düşüncelerinizi alabilir miyiz? Mesleğinizin zorlukları nelerdir? Sizi bu mesleği yapmaya iten nedir?
FATMA HAZAL ERYILMAZ ÇOLAK:
Üniversite sınav sonucum gelene kadar hukuk okuma gibi bir hayalim yoktu. Babamın hukuk okumam konusunda baskısı çok fazlaydı. Çünkü kendisi de 36 yıldır vergi müfettişi. Benim hukuk okumamı çok istiyordu. Kendi hayalini yaşayamadığı için bana hukuk okumam konusunda biraz baskısı oldu. İlk zamanlarda kendimi hazır hissetmediğim için çekincelerim vardı. Babam benden habersiz bir gecede üniversite tercihlerimi değiştirmiş. Sonuçlar açıklandığında büyük şaşkınlık yaşadım. Ben ODTÜ’de okumayı çok istiyordum ama Hukuk Fakültesini kazanmıştım. Aradan geçen 11 yıldan sonra iyi ki de tercihlerimi değiştirmiş ve beni böyle bir mesleğe zorlamış diyorum. Tüm gençlere de Hukuk Fakültesini tavsiye ediyorum. Avukatlık sadece bu alanın bir parçası. Avukatlık, savcılık, hakimlik, kurum avukatlığı, idare avukatlığı gibi alanların da olduğu çok geniş bir sektör. Hukuk okumak bir ayrıcalıktır. Hukuk fakültesi bizim girdiğimiz seneden itibaren İstanbul Barosuna her yıl 15 bin civarı kayıtlı avukat sayısı artıyor. Bu da haliyle meslektaşlarımızın kalitesini, maddi kazancını etkiliyor. Mesleğimiz hem psikolojik olarak hem de rekabet açısından çok zor. Her şeye rağmen Hukuk Fakültesini okumayı öneriyorum. Kazanılması, okunulması ve çalışması zor bir meslek. Ama bir o kadar da keyifli.
Hangi alanda çalışıyorsunuz? Neden çalışmış olduğunuz alanı seçtiniz?
Vergi hukuku üzerinde çalışıyorum. Daha sonra meslek hayatıma staj ile beraber başladığım zaman spesifik olarak vergi hukukuna yönelemedim. Çünkü çalıştığım büro da bu alan çok gelişmiş değildi. Ancak 2018 yılında bağımsız olarak kendi büromu açtıktan sonra sadece vergi hukuku üzerine yoğunlaştım. Aslında vergi hukuku karışık, spesifik noktaları olan teknik bir konudur. Ama biz Hukuk Fakültesinde vergi hukuku eğitimini yüzeysel alırız ama meslek hayatımızda uygulayacağımız için aldığımız eğitimler yeterli değil. Buna bağlı olarak bu alan üzerinde çalışan avukat sayısı oldukça azdır. Daha öncelikli hukuk alanları dururken biraz daha geri planda kalıyor. Aslında vergi hukukuna ihtiyaç var, ama yeteri kadar o alanda çalışan avukat yoktur. Ben çocukluğumdan beri bu mesleğin içerisindeyim. Şimdi de mümkün olduğunca bu tür davalar almaya çalışıyorum. Bu alan bir ceza kanunu mahkemesi, bir hukuk mahkemesi kadar hem uzun süren yargılama süreci hem de duruşması yoktur. Sadece dosya üzerinden karar verilen vergi mahkemelerimiz vardır. Alan zor ama süreç daha hızlı olduğu için benim için tercih sebebi oldu.
Bir kadın avukatın yaşamış olduğu zorluklar nelerdir?
Bizim insanlarımız da ne yazık ki şöyle bir ön yargı vardır: Kadın avukat, erkek avukatın yanında biraz daha güçsüz kalıyor. Erkek avukat daha çok bu işi yürütecekmiş gibi bir düşünceleri var. Bu da toplumumuzun kanayan yarası. Bayan olduğunuz için zaman zaman dosya getirmiyorlar, incelemeyi istemiyorlar. Genelde ceza, uyuşturucu, terör gibi ağır dosyaları erkek avukatın temsil kabiliyetleri yüksek olduğunu düşündükleri için bu tür dosyaları kadın avukatlara vermezler. Ancak öyle değil. Tam tersi bir kadın avukat her zaman bu meslekte hem duruşuyla hem hitap şekliyle bir tık daha avantajlıdır. Tabii biz yavaş yavaş bu süreci atlatıyoruz. Belli bir meslekte, belli bir zamana geldiğiniz anda yaptığınız işler konuşulmaya başladığı için cinsiyetin pek bir önemi kalmıyor. Ancak o noktaya gelmek bir erkek avukat göre kadın avukat için daha zordur.
Yurt dışında sosyal medya şirketinde içerik inceleyicisi olarak bir göreviniz var. Bu iş nasıl gelişti? Avukatlıkla nasıl bağlantılıdır? Neden böyle bir işi tercih ettiniz?
Benim eşim Türk Hava Yolları’nda çalıştığı için yaklaşık 1 sene önce İrlanda’ ya tayini çıktı. Böyle olunca ilk baştaki süreçte ordaydım. İrlanda’da Dublin şehri bütün sosyal medya şirketlerinin merkezinin olduğu bir ülke. Oradaki Türk marketinde Türkçe ve İngilizce bilen biri aranıyordu. Nerdeyse herkesin kullandığı sosyal medya şirketine CV’ mi bıraktım. 3-4 aşamalı bir süreçten sonra işe başladım. Başladığım dönemde de Azerbaycan ve Ermenistan Savaşının olduğu dönemdeydi. Ben orada Türkiye’de ve Azerbaycan’da bütün kullanıcıların sosyal medyada paylaştıkları her şeyi içerik anlamında inceliyorum. Şu an Türkiye’de hukuk kanunlarını şahıslar nezdinde yardımcı olmaya çalışıyorum. Bunları uygulamaya çalışıyorum. Orada da sosyal medya şirketinin kendi kanunları var. Bazı içeriklerin bu platformda yayınlanması yasak. Bende sosyal medyanın kendi kanununu içeriklere uyguluyorum. Eğer bir ihlal varsa sistemden kaldırıyorum. Bunun aslında avukatlıkla doğrudan bir bağlantısı yok ama burada Türk kanunlarını uyguluyoruz, orada da sosyal medya şirketinin kanunlarını uyguluyoruz. Burada amaçlanan şey şu; sosyal medyayı herkes için güvenli hale getirmek.