“MS’in nasıl seyredeceği kişiden kişiye değişmektedir. Bu sebeple, herkesin MS’i kendine özgüdür’ ve MS tedavisi kişiye özel yapılmalı ve planlanmalıdır.”
Prof. Dr. Alev Leventoğlu Kimdir?
İlk -orta- lise öğrenimini Ankara’da tamamlayıp Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmiş, 1994 yılında mezun olmuş ve daha sonra mecburi hizmetini tamamlamıştır. 1997-2002 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda Nöroloji İhtisasını yaparak Nöroloji uzmanı olmuş, 2010 yılında Doçent, 2015 yılında Profesör ünvanını almıştır. 2004-2007 yılları arasında Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007- 2022 yılları arasında Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmış, Nöroloji Anabilim Dalındaki görevi yanı sıra 2007-2010 yılları arasında başhekim yardımcılığı, 2011-2018 yılları arasında Hemşirelik Yüksekokul Müdürlüğü, 2013- 2022 yılları arasında Nöroloji Anabilim Dalı Başkanlığı yapmıştır. Aynı zamanda 2014 yılında eğitim hayatına başlayan Elektronörofizyoloji teknisyenliğinin de kurucusu ve sorumlu öğretim üyeliğini yaparak birçok nöroloji uzmanı, hekim, hemşire ve teknisyenin yetişmesinde emek vermiştir. 2013 yılında Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları işletmeciliği programını bitirmiştir. Yurt dışı ve yurt içi yayınlanmış çok sayıda makale, kitap bölümü ve atıfları mevcuttur. American Academy of Neurology, European Federation of Neurology, Türk Nöroloji Derneği üyesi olup derneğin Multipl Skleroz, Nöromuskuler hastalıklar, Klinik Nörofizyoloji EEG-EMG çalışma grubu üyesidir. Klinik Nörofizyoloji yan dal sahibi olan Dr. Leventoğlu Türkiye Klinik Nörofizyoloji EEG-EMG Derneğinde de aktif rol almaktadır. Ayrıca Türkiye MS (Multipl Skleroz) Derneği Ankara Şubesi’nin de Yönetim Kurulu üyesidir. Evli ve 2 çocuk annesidir.
BAŞ AĞRISI:
Baş ağrısı hastalarımızın en sık yakınmalarının başında gelir. Toplumun %90’ında görülür. Dünya Baş ağrısı Derneğinin sınıfladığı 200’den fazla baş ağrısı çeşidi var. Bu sınıflamaya göre biz Nörologlar baş ağrılarını iki gruba ayırarak değerlendiriyoruz. Birincil dediğimiz başağrıları içinde sıklıkla gerilim tipi baş ağrıları ve migren yer alır. Bu ağrılar acil durum oluşturmayan, tedavileri olan ağrılardır. İkincil baş ağrıları dediğimiz ağrılar ise hastaların yaklaşık %10’unda olan ve altta beyin kanamaları, beyin tümörleri, enfeksiyon durumları, beynin damar hastalıklarından olduğu ağrı grubudur. Bu baş ağrılarını tanımak, ayırt etmek ve acil tedavi etmek önemlidir çünkü hayatı tehdit eden durumları oluşturabilir. Baş ağrıları olan hastalarımızın dikkat etmeleri gereken durumlar; bu ağrılar ne zamandan beri var, başının neresinde ağrısı var, ağrının tipi nasıl (zonklayıcı, sıkıştırıcı, bıçak saplanır gibi), ağrıya eşlik eden; bulantı, kusma, görme kaybı, kol- bacakta güç kaybı, konuşma bozukluğu, bilinç kaybı, baş dönmesi gibi yakınmaları var mı bilinmelidir. Ağrılar sizi uykunuzdan uyandırıyorsa, sabah saatlerinde ağrı sıklığı fazlaysa, yatarken, öne eğildiğinizde ağrılarınız varsa, baş ağrınız yeni başlamış ise, yaşınız 50 ve üzerindeyse, erkekseniz, eşlik eden başka hastalıklarınız varsa ya da yüksek ateş, vücutta döküntüler varsa hemen Nöroloji hekimine başvurmalısınız. Birincil baş ağrıları dediğimiz, hayatı tehdit etmeyen daha çok kadınlarda sıklığı fazla olan migren ve gerilim baş ağrılarının başlangıcı sıklıkla genç yaşlarda olmaktadır. Uzun süredir olan birincil baş ağrılarınız olup üzerine yeni eklenen, diğer ağrılarınızdan yapı ve sıklık olarak fazla ve şiddetli olan ağrılarınız varsa, vücut hareketleri, pozisyonla kötüleşiyorsa, uzun süre ağrı kesici kullanılmasına rağmen ağrılar geçmiyorsa yine detaylı tetkik yapılmalıdır.
GERİLİM TİPİ BAŞAĞRISI:
Birincil baş ağrıları içinde sık gördüğümüz gerilim tipi baş ağrılarında ağrı şiddeti genellikle hafif- orta şiddettedir. Gerilim baş ağrısı psikojen baş ağrıları olarak algılansa da tamamen baş, boyun veya yüz kaslarımızın zorlanması ve aşırı gerilmesi ile ilişkili ağrılardır. Başınızı çepeçevre saran tarzda adeta bir bant varmış hissi yaratan sıkıştırıcı tarzda başağrısıdır. Bu tip baş ağrısını kolaylaştıran faktörler diş sıkma, bilgisayar karşısında uzun süre çalışma, uykusuzluk, stresle kaşların, yüz ve omuz kaslarının kasılması gibi faktörlerdir. Ağrı ensede, tüm başta, olup bazen şakaklarda iki taraflı olabilir. Ağrı günlerce sürebilir. Sürekli bir rahatsızlık hissi vererek yaşam kalitesini bozar. Migrendeki gibi ataklar şeklinde değildir. Sese tahammül azalır ve nadiren mide bulantısı olabilir. Tedavide altta yatan nedenleri ve tetikleyen faktörleri ortadan kaldırmak, zorlanan kasları rahatlatmak gerekir.
BEYİN SAĞLIĞIMIZI NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?
Beyin egzersizleri, yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi ve bunamayı tamamen önleyemese de yavaşlatabilir veya geciktirebilir. Beyni aktif tutmak için oynanan zekâ oyunlarının zorluk seviyesi devamlı artmalıdır. Zekâ oyunlarının yanı sıra, rutinlerinizde değişiklik yapmak da önemlidir. Örneğin, her gün aynı güzergahta yürüyüşe çıkıyorsanız, diğer gün yönünüzü değiştirmelisiniz. Beynin sol lobu matematik gibi mantıkla ilişkili durumlarda aktifken, sağ lob sanatsal yönünü, görsel ve uzaysal ağılamayı sağlar. Sudoku ve bulmacalar gibi oyunlar beynin sol lobunu aktif tutar. Beyninizin sağ lobunu aktif tutmak için ise fotoğraf çekmek, resim yapmak, yaratıcı yazarlık çalışmaları yapmak veya enstrüman çalmak gibi aktiviteler önerilir.