DOLAR
EURO
GRAM ALTIN
ÇEYREK A.
BITCOIN
ÜYE PANELİ

BEL FITIĞI TEDAVİSİ SONRASINDA AĞRILARDAN TAMAMEN KURTULABİLİR MİYİZ?

Son Güncelleme :

16 Aralık 2021 - 9:11

/ 357 views kez okundu.
BEL FITIĞI TEDAVİSİ SONRASINDA AĞRILARDAN TAMAMEN KURTULABİLİR MİYİZ?

Sağlığımızı kaybettiğimizde ne yazık ki bazı operasyonlar geçiririz. Tabii ki ne kadar tüm hastalıklar bizim için önemli olsa da biz Hakan Özalp ile beyin cerrahisi, omurga ve sinirlere yapılan cerrahi müdahaleleri ele alacağız. Bu operasyonların herhangi bir avantajı veya dezavantajı var mı? Doçent Doktor Hakan Özalp’tan dinleyelim…

SERTAN KIRÇO: Hakan Bey, mesleğe nasıl başladınız, biraz bahsedebilir misiniz?

HAKAN ÖZALP: Lisans eğitimimi Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinde tamamladım. Mezuniyet sonrası askerlik görevini bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahisi kliniğinde uzmanlık eğitimine başladım. 6 yıllık uzmanlık eğitiminden sonra mecburi hizmet göreviyle 1.5 yıl kadar Diyarbakır’da bulundum. Daha sonra Ankara’da özel bir hastanede görev yaptım, 2015 yılında da Mersin Üniversitesi Beyin Cerrahisi Anabilim Dalında yardımcı doçent kadrosu ile göreve başladım. 2015’te Mersin Üniversitesine başladıktan sonra endoskopik kafa tabanı üzerine bir yurtdışı deneyimim oldu. 2020 yılında doçentliğimi aldım ve hala Mersin Üniversitesinde Beyin Cerrahisi Kliniğinde çalışmaya devam etmekteyim.

SERTAN KIRÇO: Harika! Peki beyin cerrahisinde özellikle ilgilendiğiniz bir alan var mı?

HAKAN ÖZALP: Beyin cerrahisinde  ağırlıkla omurga cerrahisi üzerine,  özellikle de omurganın minimal invaziv girişimleri üzerine çalışmaktayım. Aynı zamanda endoskopik kafa tabanı cerrahisi ile de uğraşmaktayım.

SERTAN KIRÇO: Peki minimal invaziv cerrahi nedir? Hangi hastalıklarda uyguluyorsunuz?

HAKAN ÖZALP: Minimal invaziv cerrahi; teknolojinin getirdiği avantajlar sayesinde hedefe yönelik yapılan ufak açılışlarla sadece patolojiye yönelik bir cerrahinin yapılmasıdır. Ameliyat sırasında kullanılan navigasyon, skopi, mikroskop veya endoskop gibi cihazlar bize büyük avantaj sağlamaktadır. Bu sayede lezyonun yeri önceden belirlenerek, planlanan cerrahi koridor boyunca mikroskobun büyük büyütmeleri ile daha güvenli bir şekilde normal dokuya hasar vermeden patolojiyi ortadan kaldırabilmekteyiz.

SERTAN KIRÇO: Avantajları nedir hocam?

HAKAN ÖZALP: Minimal invaziv cerrahi son yıllarda teknolojiye paralel gelişim göstermeye başladı. Önceki yıllarda yapılan ameliyatlarda çok büyük açılışlar sonucu doku hasarının büyük olması, hastanın iyileşme sürecini etkilediği, özellikle de omurganın biyomekanik dengesinin bozulması ile hastanın ilerleyen dönemlerde ağrılarının devam etmesine neden olurdu. Bu nedenle büyük açılışların yerine hedefe yönelik küçük açılışlar yapılmaya başlandı, sağlam doku ve biyomekanik özelikler mümkün olduğunca korunmaya başladı.

SERTAN KIRÇO: Peki mikroskop ve endoskop ne zaman kullanıyorsunuz?

HAKAN ÖZALP: Mikrocerrahinin vazgeçilmezi mikroskop ve endoskop. Patalojinin yerine göre, açıkçası ben omurga cerrahisinde mikroskopu daha çok tercih ediyorum. Cerrahi alan daha yüzeyel  olduğu için mikroskobun üç boyutlu görüntüsü, derinlik algısı ve daha yüksek büyütmelerde kullanılabilmesi büyük avantaj sağlamaktadır. Kafa tabanı yada ventriküller gibi beyinin derin yerleşimli lezyonlarında yakından görüntü sağlaması nedeniyle endoskop daha kullanışlı olmaktadır.

SERTAN KIRÇO: Yararları nelerdir diğerlerine göre?

HAKAN ÖZALP: Mikro cerrahinin vazgeçilmezi olan bu iki yöntemin de kendine ait özellikleri var. Öncelikle lezyonu çok büyük gösterdikleri için komşuluklarını, sinirlerle ilişkilerini daha iyi değerlendirebilmekteyiz ve böylece normal dokuyu korumayı sağlamakta bize endoskopi. Mikroskop gibi 3 boyutlu görüntü vermemekte fakat yakın bir görüş sağladığı için özellikle derin yerleşimli lezyonların temizlenmesinde bize büyük bir avantaj sağlamaktadır.

SERTAN KIRÇO: Harika! Bel fıtığı operasyonlarında mikroskop mu kullanılıyor?

HAKAN ÖZALP: Bel fıtığında, hem mikroskop hem endoskop kullanmaktayız. Teknik olarak tabii açılış farkı var ama ikisinde de çok küçük açılışlar olduğu için ben mikroskobu daha çok tercih ediyorum çünkü bana üç boyutlu görüntü sağlıyor daha kontrollü olduğunu düşünüyorum. O yüzden bel fıtıklarında, boyun fıtıklarında mikro cerrahi yöntemi yaparken mikroskobu tercih ediyorum.

SERTAN KIRÇO: Sizce hastaların beklentisi nasıl olmalı?

HAKAN ÖZALP: Bu hastalar genellikle  dejenerasyon sürecine girmiş oluyorlar. Bu yaşlarda yaşlanma sürecinde tüm omurga etkileniyor ve yük taşıma özelliği bozulmaya başlıyor. Buna bağlı gündelik hayatta mekanik ağrılar ortaya çıkmaya başlıyor. Bu ağrıların üzerine bel fıtığı ağrısı eklenmekte ve bu durumda hastanın patalojik ağrısıyla gündelik ağrıları iyi ayırt etmesi gerekir. Çünkü ameliyattan sonra patalojik ağrılar hemen geçerken mekanik ağrılar devam edebilmektedir. Temel hedefimiz ağrıda %60- %80 bir azalma sağlamaktır. Ameliyattan önce hastaya mutlaka bu süreci anlatıyoruz. Örnek vermek gerekirse bir fıtık hastasının bacağındaki ağrı tamamen geçiyor ama ilerleyen dönemlerde bel ağrıları, eski ağır şiddetinde olmayan bacakta çekilme, gerilme tarzı ağrı olabiliyor. Ameliyat sonrası dönemde  aynı tarzda aynı şiddette ağrının devam etmesi önemlidir.

SERTAN KIRÇO: Peki, endoskopik cerrahiyi biraz daha açabilir misiniz?

HAKAN ÖZALP: Endoskopik cerrahiyi; bir kamera eşliğinde dokuyu yakın planda görüp ona göre cerrahi yapılabilmekte, daha çok derin olan yerlerde tercih ediyoruz. Kafa tabanının burun deliğinden girerek doğal boşluklardan yararlanarak yapıyoruz ya da beynin sıvı dolu boşluklarına girip bir ameliyat yapacaksak kafatasından ufak bir delik açıp o delikten girilip özel aletler yardımıyla kamera eşliğinde ameliyatları gerçekleştirmekteyiz. Örnek verecek olursam, klasik cerrahi yöntemlerde kafa tabanına erişmek için kafatasından önemli bir kısmı açıp kaldırmak gerekiyor ama kafa tabanını sadece burun deliğinden yaklaşılarak çok geniş bir kemik rezeksiyonu yapmadan küçük bir delikten ameliyatı gerçekleştirebiliyoruz ve böyle olunca hasta için daha konforlu oluyor, hasta erken dönemde gündelik hayatına geri dönüyor.

SERTAN KIRÇO: Beyinde hangi durumlarda endoskopiyi tercih ediyorsunuz?

HAKAN ÖZALP: Beyinde doğal boşluk olarak sıvı dolu boşluk dediğimiz ventriküller bulunmakta ve içinde beyin omurilik sıvısı dolaşmaktadır. Beyin omurilik sıvısı dolaşımı sırasında oluşabilecek tıkanıklar sonucu ventriküllerde genişlemeyle hidrosefali hastalığı gelişmektedir. Eğer uygun  endikasyonu varsa bu durumda kafaya ufak delikten endoskop ile girilir, yeni bir kanal açılıp alternatif bir yol açılarak hidrosefali tedavi edilebilir ya da ventrikül içinde kitle varsa yine endoskopi eşliğinde çıkarılabilmektedir.

 

YORUM ALANI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.