SIRLARIMIZ KADAR HASTAYIZ…

 Bu mesleğe nasıl başladınız?  

2 çocuk annesi bir ev hanımıydım. Normal yaşam telaşında koştururken mevcut hastalıklarım beni kendimi tanıma ve bulma yolculuğuna itti. Yıllarca tedavi gördüğüm hastalıklarımdan kurtulma çabası sayesinde bilinçaltının gizemli dünyası ile tanıştım ve önce kendim şifalandıktan sonra bu alanda eğitimler alarak bütünün hayrına katkı için yola çıktım. Şimdi ise hastalıklarından arınmış, başka insanların yaşamlarına dokunan bir bilinçaltı uzmanıyım.

Nedir bu bilinçaltı Merve Hanım?  

Bilinçaltı bizi biz yapan çok derin, çok gizemli bir dünya aslında. Şöyle düşünün ki bizler anne karnına düşmeden 9 ay öncesine kadar -ki biz bu döneme proje amaç dönemi deriz, kayıt tutan ve yaşamın her ayrıntısını kodlayarak hafızasında tutan bir derya denizdir bilinçaltı. Sırlarımız, duygusal travmalarımız, yaşam alanında kendimize oluşturduğumuz tüm kalıplar burada yer alır ve bizleri biz yapar. Bunun yanı sıra kolektif bilinç ile birleşip, yaşamlarımızı, kararlarımızı, duygularımızı yani her şeyi ama her şeyi şekillendirip yön veren bir mekanizmadır beynimizin içinde. Tüm hücrelerimiz bilinçaltı kayıtlarımız ile doludur. 

Bilinçaltı ile hastalıklarımızın tedavisi mümkün müdür? 

Kesinlikle! Dediğim gibi ben bu yola önce kendimde ki hastalıklarımdan şifalanarak çıktım çünkü her hastalık bize bir sırrın, bir bilinçaltı kodunun dışa vurumudur. Hastalıklar bedenin bize burada duygusal bir sorun yaşıyorum fark et ve bana yardım et çığlığıdır. Tabii ki bunu bulup keşfetmek her zaman çok kolay olmuyor. Bazen bilinçaltı kodları çok dirençli olabiliyor. Biz, burada bir mucize vaad etmiyoruz kimseye. Önce bireyin şifalanmaya niyeti olmalı bizim sistemimizde. Biz, bilinçaltı uzmanları doğru travmaları tespit ederek burada ki duyguların açığa çıkmasına ve buradaki hastalık oluşturan kodlardan arınmasına vesile olabiliyoruz. Hiçbir hastalık kaderimiz değil. Yeter ki tüm kalbimizde iyileşmek isteyelim.

Bilinçaltı duyguları ne zaman kaydetmeye başlar? Hangi duyguları kaydeder peki?  

Bilinçaltı kodlarımız atalarımızdan aktarım yoluyla bile geçer. Ama bireysel kayıtlarımız için bizim önem verdiğimiz süre gebelik öncesi 9 ay ve yaşamımızın ilk 1 yılıdır özellikle. Fakat daha önce de dediğim gibi bilinçaltı her an her saniye kayıt altındadır. Bilinçaltı asla uyumaz. 24 saat kayıt tutan bir sisteme sahiptir. Ve her şeyi olumlu ve olumsuz bizlerin yaşamına dokunan her şeyi kaydeder.

Düşünce gücüyle yaşamlarımızı değiştirmek mümkün mü bu durumda?  

Mutlaka. Biz buna çekim yasası deriz. Ne düşünürsek onu çekeriz yaşamlarımıza. Bilinçaltı şakadan anlamaz, zaman kavramı yoktur onun için sadece duygu ve düşünceler vardır. Bu her alanda böyle değil midir? Bir şeyi kırk kere söylersen olur demelerimiz, korktuğun başına gelir dememiz, kınadığını mutlaka yaşarsın demelerimiz boşuna değildir işin özünde. Sürekli odaklandığımız hisler, düşünceler zaman ile biz olur ve yaşamlarımız ona uygun yaşanır hale gelir. Bu nedenle olumlu düşünmeyi, kelimelerimizi doğru seçmeyi çok kıymetli buluyorum. Düşünce her şeydir. Değişimin ilk anahtarıdır diyebiliriz.

Peki aynı zamanda Yaşam Koçluğu yapıyorsunuz, biraz bahseder misiniz?  

Ben yaşam koçluğunu yol arkadaşlığına benzetirim. Ve bilinçaltı uzmanlığı ile yaşam koçluğunu iç içe geçmiş iki kavram olarak görürüm. Bazen bilinçaltı çalışmalarında karşılaştığımız travmalar ile yüzleşmek kolay olmaz ve burada bize uzanan anlayan bir ele ihtiyaç duyarız. Yaşam Koçluğu tam da burada devreye girer. Danışanlarımıza doğru soruları sorarak hem onu anlar hem de kişinin kendini bulma yolculuğunda destek oluruz.

Bu alanda merakı olan kişilere, kendi yolculuğuna farkındalık ile devam etmek isteyen kişilere ne önerirsiniz?  

Mutlaka bir bilinçaltı uzmanı ile çalışmaları tavsiyemdir. Kendi yaşamlarımıza objektif olabilmek, doğru soruları sorup, doğru travmaları yakalamak çok kolay değildir. Bu nedenle her işte olduğu gibi bu alanda da uzman kişiler ile çalışmak bizi sonuca ulaştırır. İnsanlar bazen güvenli alanlarından çıkmak istemezler. Oysa ki değişimin bize sunduklarını bir bilseler. Kim olmadığımızı keşfedip, kim olduğumuzun farkına vararak yaşamlarımızı yeniden şekillendirebilmenin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Biz değişirsek her şey değişir sözü o kadar derindir ki. Ailemiz, ilişkilerimiz, çocuklarımıza bırakacağımız miraslar ki çocuklar ve eşlerimiz bize bu yolda ayna görevi görürler. İşte bu yüzden mutlaka seans öneririm. Dilerim ki tüm evren ve toplumumuz bu farkındalık eşiğinden geçer. O zaman her şeyin nasıl kolay ve şükredilesi olduğunu fark edeceğiz.