Kendimden bahsederek başlamak istiyorum. Ben Sabanur Yılmaz. 1983 yılında Eskişehir’de doğdum ve Bilecik’te büyüdüm. Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. Yüksek Lisansımı İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalında yaptım. Doktoramı ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalında tamamladım. On iki senedir Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde çalışmaktayım. TRK 101 ve TRK 102 derslerini vermekteyim. Ayrıca Çocuk Edebiyatı ve Edebiyat Tarihi derslerini de veriyorum. Yabancı öğrencilere Türkçe öğretiyorum. Bir öykü kitabı yazmayı hayal ediyorum. Şimdilik Hemera Yayınları’ndan çıkan derleme bir kitapta bir fablım yayımlandı.
Çocuk edebiyatı dersi çok keyif alarak verdiğim bir ders. O nedenle günümüzde popüler hâle gelen ve oldukça fazla ilerleme kaydeden çocuk edebiyatı üzerine konuşmak istiyorum. Çocuk edebiyatının yetişkinler için üretilen edebiyattan farkı nedir? Çocuk edebiyatı nerede başlar ve nerede biter? Bu sorulara cevap vermek oldukça zordur. Çocuk edebiyatı her şeyden önce edebiyattır. Çocuklara yönelik yazılan metinlerin de edebî niteliğinden ödün vermemesi gerekir. Edebiyatın var olması nelere bağlı ise çocuk edebiyatının edebiyat olması da aynı ilkelere bağlıdır. Edebiyat için geçerli olan bütün estetik tasnif şemaları ve edebiyat sosyolojisi ile ilgili şartlar çocuk edebiyatı için de geçerlidir.
Yetişkin edebiyatı okuru genel olarak yetişkinlerdir. Çocuk edebiyatı ise okur düzeyi bakımından iki katmanlıdır, okuru hem çocuk hem de yetişkinlerdir. Bu nedenle çocuk ve ilk gençlik edebiyatı eleştirisinde bu alan edebiyatının ölçütlerine dayalı kuram ve yöntemlerin yanında, genel edebiyatın kuram ve yöntemleri de kullanılabilir. Söz konusu eleştiri yöntemleri bu alana uygulanırken bu alanın kendine özgü ayırıcı özellikleri göz önünde bulundurulmak zorundadır.
Çocuk edebiyatını Mustafa Ruhi Şirin, şöyle tanımlar: “Temel kaynağı çocuk ve çocukluk olan; çocuğun algı, ilgi, dikkat, duygu, düşünce ve hayal dünyasına uygun; çocuk bakışını ve çocuk gerçekliğini yansıtan; ölçüde, dilde, düşüncede ve tiplerde “çocuğa göre” içeriği yalın biçimde ve içtenlikle gerçekleştiren; çocuğa okuma alışkanlığı kazandırması yanında, edebiyat, sanat ve estetik yönden gelişmesine katkı sağlayan, çocuğu duyarlı biçimde yetişkinliğe hazırlayan bir geçiş dönemi edebiyatıdır.” Çocuk edebiyatının temel özelliği kaynağı da sınırı da çocuk ve çocukluk olan, çocuğu ve çocukluğu anlayan, çocuk bakışı, çocuğa görelik ilkesi ve çocuk gerçekliğine uygun yazılmış bir edebiyat olmasıdır.
Batı’da çocuk modernleşmesi, aile kurumunun etkin duruma getirilmesi, matbaanın icadı, okullaşma ve sanayi toplumuna paralel olarak ortaya çıkan bir süreçtir. Çocuk modernleşmesi, çocuk ve yetişkin farklılaşması yanında, yetişkinliğin biçimlenişine de yön veren sosyal, kültürel ve politik bir harekettir. 15. yüzyıldan itibaren başlayan çocuk modernleşmesi, geleneksel çocukluğun sorgulanmasına zemin hazırlamıştır. Çocuk edebiyatı ise çocuklar yazılmış kitapları ve yayınları kapsayan bir kavramdır.
16. yüzyıla gelinceye kadar çocuklar için hiçbir edebiyat eseri yazılmamıştır. Çocukların yapmacık hayvan hikâyeleri ve boş fantezilerle dolu kitapların zararlı olacağını ileri sürenler, çocuklar için ayrıca kitap yazılmasına karşı çıktılar. Buna karşılık, Batı’da çocukların yetişkin kitaplarına yönelmesi ile yeni bir kitap okuma geleneği de başlar. Çok az sayıda basılan efsane, masal, orta çağ hikâyeleri ve özellikle peri masalları, çocukların kitap okumaya meraklı olduklarını göstermesi bakımından önemli bir gelişme sayılabilir. Batı’da çocuk edebiyatı 18. yüzyılın ortalarından itibaren bağımsız bir edebiyat olma yoluna girmeye başlar.
Bizde Tanzimatla birlikte çocuğun edebiyatta görünür olmaya başladığı söylenebilir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlayan modernleşme ve yenileşme hareketleri, çocuğu yetişkinden ayrı bir varlık kabul etme anlayışının doğmasına neden olmuştur. Yazılı çocuk edebiyatı tarihimizin ilk örnekleri Tanzimat Dönemi’ne aittir. Yazılı Türk çocuk edebiyatı birbirinin devamı olan Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi başlıkları altında değerlendirilebilir.
Çocuk edebiyatı ile edebiyat arasındaki ayrımın temel nedeni çocuğun yetişkinden farklı algılama biçimine sahip olmasıdır. Çocuk gerçekliği çocuk dünyasına özgü dil, konu, algılama ve duyarlıkları yansıtır. Çocuk edebiyatının yaş sınırını biyolojik değil zihinsel gelişim belirler. İlk gençlik edebiyatı on üç-on sekiz, gençlik edebiyatı ise on dokuz- yirmi dört yaş evreleridir.
Bizde edebiyat- çocuk edebiyatı tartışmalarının tarihi yenidir. Batı’da çocuk ve ilk gençlik edebiyatı 18. yüzyılın ortalarında başlamışken 19. yüzyılın sonuna kadar çocuklar için Türkçe edebiyat kitabı henüz yayımlanmamıştır. Türkiye’de edebiyat-çocuk edebiyatı tartışmaları 1970 sonrası daha yoğun olarak gündeme gelmiştir ve bugün çocuk edebiyatı oldukça güzel bir noktadadır.
Sonuç olarak çocuk edebiyatı kavramı ortaya atıldığından bu yana üzerinde bir türlü görüş birliğine varılamamıştır. Çocuğa uygun bir edebiyat olması gerektiği düşüncesi ise bu alana yönelişi hızlandırmıştır.
Kaynakça
Şirin, Mustafa Ruhi (2019). Çocuk Edebiyatına Eleştirel Bir Bakış Çocuk Edebiyatı Nedir? Ne Değildir?, İstanbul: Uçan At Yayınları.
Şirin, Mustafa Ruhi (2022). Çocuk, Çocukluk ve Çocuk Edebiyatı, İstanbul: Uçan At Yayınları.