Geri Dönüşüm Tasarımcısı Hatice Demirli, ressamlık sürecinden geri dönüşüme doğru giden kariyer yolculuğunu ve geri dönüşüm tasarımı hakkında tüm merak edilenleri anlattı…
Sertan Kırço: Geri dönüşüm konusuna girmeden önce bize biraz ressamlığınızdan bahseder misiniz?
Hatice Demirli Hocaoğlu: Tabii ki. İlkokul çağlarımdan beri resme merakım vardı. Ancak bu konuda bir kabiliyetim olduğunu öncelikle resim öğretmenlerim fark etmiş olacaklar ki bu yönde gelişebilmem için sürekli teşvik ettiler ve yardımlarını esirgemediler. Ancak evlendikten sonra hayat mücadelesi, çocuklarımı büyütmek çabası falan derken on yıla yakın bir süre elime hiç fırça almadım diyebilirim. Çocuklarım büyüyüp erişkin olunca ve onların da büyük destekleriyle, iş hayatımın onuncu yılında daha henüz fabrikada çalışıyorken, bir yağlı boya resimle ilk tablo çalışmama başladım.
Sanırım şu an yaptığınız işte de bu kadar başarılı olmanızın nedenlerinden biri de (Her ne kadar geri dönüşüm işi olsa da), geri dönüştürdüğünüz işlerde o duyguyu verebilmeniz galiba.
Bilmiyorum ama galiba öyle bir şeyler var. Çünkü benim gözümde dönüştürdüğüm bir mutfak dolabı, bir kapı, bir masa, sadece bir nesne, bir eşya değil. Renkleri yaşayan varlıklar gibi düşünüyorum. O dönüşen eşya da git gide dönüşmeye başladıkça, adeta yavaş yavaş canlanıyor gözümde. Ne bileyim, bir çiçeksen eğer, bir kelebeksen, bir çınarsan illa ki konuşmana gerek yok. Duruşunla, renklerinle, kokunla velhasıl varlığınla zaten anlatmak istediğini anlatırsın fazlasıyla, tek bir kelime bile etmeden.
Hatice Hanım okurlarımıza sizin yaptığınız geri dönüşüm olayını kısaca açıklayabilir misiniz?
Evet. Genelde geri dönüşüm deyince ilk akla gelen hurda kâğıt plastik ve metallerin tekrar ekonomiye kazandırılması geliyor. Bizim bahsettiğimiz geri dönüşümün de ekonomiye katkı sağlaması açısından ortak
yönleri olmakla birlikte, temel olarak ayrıştığı belli başlı yönleri var. Aslında geri dönüşüm değil de geri dönüştürme demek daha doğru olur. Mesela evimizde baba yadigarı bir yemek odası ve vitrin takımı var.
Manevi değeri de oldukça yüksek. Ancak yer yer yıpranmış ve aslına bağlı kalarak restore edilmesi gerekiyor. Bu yapılan işlem bir geri dönüştürmedir. Bunları sıfırdan yenilemek hem zaman hem para kaybı. Hiçbir inşaat pisliği olmadan, kırmadan, dökmeden
mutfak dolaplarınızı ilk günkü pürüzsüz haline dönüştürmek mümkün mü sizce? Düşünün bir de banyonuzun fayanslarını, küvetini, lavabosunu, klozetini komple değiştirmek istediğinizi… Üstelik yıllarca suyun içinde hiçbir atma yapmadan kullanacağınız halde dörtte bir fiyatına yenilemek mümkün mü sizce? Evet mümkün. İşte geri dönüştürme dediğimiz olay da budur tam olarak. Öncelikle yepyeni bir görünümle milli ekonomiye ve doğaya büyük katkı sağlamış oluyorsunuz. Geri dönüştürdüğünüz her bir mutfak dolabı veya mobilya sayesinde onlarca ağacı kurtarmış
oluyorsunuz.
