BEN 1966 yılında Karabük’te doğup büyüdüm. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Matematik bölümünde tamamladım. İşletme bilim dalında biri Yönetim ve Organizasyon, diğeri ise İnsan Kaynakları ve Örgütsel Değişim alanlarında yüksek lisans yaptım. 2023 yılında İşletme alanında doktora eğitimini tamamladım. Uzun süredir bankacılık sektöründe kartlı ödeme sistemleri alanında gerek yazılım geliştirme gerekse iş analizi alanında çalıştım. Kendimi hem bir bilişim teknolojileri profesyoneli, hem de bir ödeme sistemleri profesyoneli olarak tanımlayabilirim. Halen bir fintech şirketinde İş Analizi Müdürü olarak çalışmaktayım.
Bu işe nasıl başladınız?
Ben Hacettepe Üniversitesi Matematik bölümünde okumaya başladığımda kendi kendime bu bölümden mezun olduğumda ne yapmak istiyorum diye sordum. Gelecek benim için hangi seçenek ile şekillenir diye düşündüm. Seçeneklerim arasında ya liselerde Matematik öğretmenliği yapacaktım, ya Matematik alanında akademide devam edecektim, ya da yazılım geliştirme alanında ilerleyecektim. Okuduğum bölümde algoritma dersi ve çeşitli yazılım dillerine ait dersler veriliyordu. Ben de bu dersleri alarak yazılım alanında ilerlemeye karar verdim. Bu kararım sayesinde 1987 yılından 2019 yılına kadar çoğunlukla kartlı ödeme sistemlerinde yazılım mühendisi olarak Türkiye’nin önde gelen bankalarında çalıştım. 2019’dan bu yana da mobil teknolojilerde ve kartlı ödeme sistemlerinde ürün geliştirme ve iş analizi alanlarında uzmanlaşmaya başladım ve halen bu alanda yönetici olarak çalışmalarıma devam ediyorum.
Neden bu işi seçtiniz?
Lisans eğitimim sırasında kod yazmaktan çok keyif aldım ve bu doğrultuda mezun olduktan hemen sonra yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladım. Bilişim teknolojilerinde çalışıyor olmaktan dolayı mutluyum. İyi ki bu sektörde çalışıyorum. Dünyaya tekrar gelsem yine bilişim teknolojileri alanında çalışmak isterim. Nedenini soracak olursanız tıpkı inşaat alanındaki gibi sıfırdan ortaya bir ürün çıkartıyorsunuz. Düşünce ve ihtiyaçlar baz alınarak kafanızda bir tasarım yapıyorsunuz ve ardından talebi analiz ediyor, yazılımları geliştiriyor ve testlerini yaptıktan sonra canlı ortama ürünü alıyorsunuz. Yine inşaat geliştirme süreci ile kıyaslarsak mimarın yaptığı çizim, tasarım bizim sektörde iş analizi ile karşılık buluyor. Binanın inşaa edilmesi yazılım geliştirme süreçlerine tekabül ediyor ve binanın inşa edilmesinden sonra yapıların kontrolü ise bilişim teknolojilerinde test süreçleri ile yürüyor. Binanın nasıl artık kullanıma açılması için yetkili mercilerden ruhsat alınması gerekiyorsa tıpkı bilişim teknoloji projeleri de canlı ortama çıkmadan önce projeyi talep eden iş birimleri, müşteriler ya da paydaşlar tarafından kullanıcı kabul testleri ile onay alınıyor.
Bu işin keyifli yanları nelerdir?
İşin keyifli yanları daha önce söylediğim gibi yazılım geliştirme süreçleri sonunda sıfırdan ortaya bir ürün çıkartmaktır. Aynı zamanda bu ürünle insanların hayatının kolaylaştırıyor ve onlara yeni imkanlar sunuyorsanız bundan manevi bir haz alıyorsunuz demektir. Ticari yönden düşündüğünüzde geliştirdiğiniz bir ürünün çalıştığınız kuruma bir kazanç sağlaması da size keyif veren bir durum olarak özetleyebilirim. Ayrıca kartlı ödeme sistemlerinde çalışmaktan da büyük keyif alıyorum. Bu sektör çok dinamik. Çünkü teknolojinin gelişmesine paralel olarak kartlı ödeme sistemleri de sürekli gelişiyor, yeni ve innovative ürünler ortaya çıkıyor. Bu sayede kartlı ödeme sistemleri dünyasında çalışan bizler hep dinamik kalıyoruz, teknolojiyi takip ediyoruz ve buralardan nasıl fırsatlar yaratabileceğimizi düşünüyoruz.
İşin diğer bir keyifli noktası ise biz işimizi illa bir ofise giderek yapmak durumunda değiliz. Zaman ve mekân bağımsız çalışabiliyoruz. Pandemide bu özelliğimiz çok kıymetli bir unsur oldu. Bu sayede gençler artık bilişim teknolojileri alanındaki bölümleri tercih etmeye başladılar.
Bu işin zorlukları nelerdir?
İşimizin zorlukları yaptığımız geliştirmelerde yapılacak bir hatanın finansal zararlara yol açması, sistemi dar boğaza sokması ya da işleyişi durdurarak kullanıcıların çalışamaması gibi riskler taşımasıdır. Problem çözümleninceye kadar adeta zamanla yarışmak gerekiyor ve o esnada ömrünüzden ömür gidiyor diyebilirim.
Diğer bir zorluğu ise daha önce bahsettiğim gibi teknoloji çok hızlı değişiyor. Yoğun iş temposunda çalışırken teknoloji alanındaki bu hızlı ilerlemeleri takip etmekte zorlanabiliyoruz.
Bize geleceğe dair sizin vizyonunuzdan bahseder misiniz?
Çok uzun yıllar Türkiye’nin önde gelen kurumsal firmalarında ve büyük bankalarında çalıştım. Son 10 yılda ise iş hayatına paralel olarak akademik yönde de ilerlemeler kaydettim. Daha önce söylediğim gibi bu sene İşletme alanında doktoramı aldım. Bundan sonraki hedefim iş hayatından edindiğim tecrübeler ile akademik çalışmalardan edindiğim teorik bilgileri sentezleyerek üniversite de gençlere dersler vermek ve mentörlük yapmak olarak ifade edebilirim. Ümit ediyorum ki bu fırsatı yakalarım.
Kimler bu mesleği yapmalı, yapmak için hangi özelliklere sahip olmaları gerekmektedir?
Bu mesleği yapmak isteyenler öncelikle analitik düşünce kabiliyetine sahip olmalı ve bilişim teknolojileri alanında iyi bir eğitim almalıdır. Bilişim dünyasında teknoloji çok hızlı ilerliyor ve değişiyor. Dolayısıyla yeni teknolojileri takip etmeli ve kendini bu yeni teknolojilere hızlı bir şekilde adapte etmelidirler ama en önemlisi bu işe gönül vermeliler. Gerçekten gönül vermeden bu işi yaparsanız hem düzgün iş çıkartamazsınız hem de çalışmaktan keyif almazsınız. Bir de en azından teknik dokümanları okuyup anlayacak düzeyde olacak şekilde mutlaka İngilizcelerini geliştirmelerini öneririm.
Sizi en çok ne motive eder?
Beni motive eden faktörlerin başında sıfırdan bir ürünü vücuda getirmek yani soyut bir fikri somut bir ürüne dönüştürmektir. Üstelik ortaya çıkartılan bu yeni ürün çalıştığım kurumda ilk defa geliştiriliyorsa o projenin içinde yer almak beni çok mutlu eder.
Diğer motive eden faktörleri ise geliştirdiğimiz ve üretime aldığımız bir projenin çalıştığımız kuruma fayda sağlaması, gelirine katkıda bulunması ve eğer olabiliyorsa çalışanların hayatını kolaylaştırması ve işlerini verimli hale dönüştürmesi olarak sayabiliriz.
Sizin en güçlü yönleriniz nelerdir?
Benim en güçlü yönlerimi sanırım şu şekilde sıralayabilirim. Öncelikle insan ilişkilerim iyi olduğumu düşünüyorum. Gerek çalışma ortamındaki iş arkadaşlarım ile, gerekse paydaşlarımızla ve müşterilerimizle ilişkilerimde yapıcı ve proaktif bir tutum sergilerim. Diğer güçlü yönüm ise analitik düşünce becerisine ve iyi bir algoritma bilgisine sahip olmamdır. Sadece iş hayatı ile sınırlı bir yaşam tarzım yok. İşimle birlikte aynı zamanda akademik çalışmaları da birlikte yürütebiliyorum. Aynı zamanda iş dışında ailemle, arkadaşlarımla zaman geçirmek için çaba sarf ederim. Kısaca iş yaşam dengesini elimden geldiğince sağlamaya çalışıyorum.
Son olarak izleyicilere neler söylemek istersiniz?
Bilişim Teknolojilerinde çalışmaya istekli arkadaşlarımız için önerim kendilerinin bu işe uygun olup olmadığını tartmalarıdır. Bunun için öncelikle çevrelerindeki bilişim teknolojileri profesyonellerinden bilgi almalarında fayda var. Zira İşe başladıktan 1-2 yıl sonra bu iş bana uygun değilmiş diye başka sektörlerde kendilerine şans arayanlardan çok örnek gördüm ben. Aynı zamanda bu sektörde çalışacak kişilerde analitik düşünce becerileri olmalı, matematik yönleri kuvvetli olmalı ve en önemlisi bu işe gönül verebilmelidirler. Bu özellikleri haiz kişiler Bilişim Teknolojilerin alanında başarılı olur ve mesleği icra etmekten haz alırlar. Son olarak da teknolojideki gelişmeleri iyi takip etmelerini, İngilizcelerini geliştirmelerini ve sıkı çalışmalarını mutlaka öneririm.