Neden belimiz ağrır?
Modern yaşamla hayatımıza giren; obezite, topuklu ayakkabı kullanımı, uzun süre oturma, masa başı çalışma ve hareketsizlik gibi sebepleri elbette sayabiliriz ama gelin biraz bu duruma farklı bakalım.
Gelişmiş ülkelere baktığımızda bel ağrısı çeken insanların sayısı neredeyse %80, bu oranın bu kadar yüksek olmasını sadece günümüz koşullarına bağlamak pek de doğru olmaz. Çünkü endüstrinin gelişmediği toplumlarda ise bu oran neredeyse % 40. Araştırmalara baktığımızda insanlara en uzun süre hastalık yükü olan şey diyabet ya da kalp rahatsızlıkları değil, bel ağrısı. Peki neden dirsek, omuz ya da ayak bileği değil de omurgamız?
Omurga, vücut ağırlığını taşıyan ve hareketi sağlayan karmaşık bir yapıya sahiptir. Omurga, omur kemikleri, diskler, eklemler, bağlar ve kaslar gibi birçok yapıdan oluşur. Bu yapıların uyumlu çalışması, omurganın sağlıklı ve dayanıklı olmasını sağlar. Ancak, omurganın yapısındaki herhangi bir bozulma veya aşırı yüklenme, bel ağrısı gibi sorunlara neden olabilir. Omurgadaki disklere baktığımızda sert dış tabaka ve daha yumuşak jel benzeri bir iç tabakadan oluşur. Diskler, omurgaya yük dağıtır ve şok emici bir rol oynar. Omurganın alt kısmı, özellikle bel bölgesi, vücut ağırlığının taşınması ve dengelenmesi için büyük yük taşıyan bir bölgedir. Bu durum, belin aşırı yüke maruz kalması ve sonuç olarak omurgadaki bu disklerde hasar oluşturup yapısını bozar. Bu bozulmadan dolayı ne zaman ki, sert dış tabaka hemen önünde bulunan sinirlere baskı yapmaya başlar, o zaman sorunlar başlar.
Biraz geçmişe gidip evrimsel olarak baktığımızda her şey ormanlardan savanalara geçişte iki ayak üzerinde kalıcı olarak durma(bipedalizm) ile başlıyor. Bipedalizm, evrimsel olarak çok kısa bir süre olan 4 milyon yılda gerçekleşiyor ve türümüzde çok fazla anatomik değişikliklere sebep oldu. Bu değişikliklerin de önemli bir kısmı son 2 milyon yılda gerçekleşti. Bu hızlı gerçekleşen süreçte oluşan sorunlar doğal seçilim ile elenemeden günümüze miras kaldı. Karada yaşayan 4 ayaklı diğer türlerin omurgasına baktığımızda insan omurgasındaki sorunları çok net görebiliriz. Örneğin bir maymunun omurgasını ele alırsak, vücudunun genel şekliyle uyumlu kavis bölgeleri son derece yumuşak ve C şeklinde diyebiliriz. İnsanlarda dik durmak için omurga, bel ve boyun bölgesinden kıvrılarak neredeyse düzleşmek zorunda kaldı. Bu da insana özgü S şeklinde omurgayı oluşturdu.
Omurgadaki bu kavisler bel ve boyun ağrısı çekmemizin ana nedeni. Bu kavisleri destekleyen kaslar ve bağlar, giriş bölümünde bahsettiğim sebeplerden dolayı oluşabilecek zayıflık veya bozukluk, omurga üzerindeki yük dağılımını değiştirecek fiziksel olarak en fazla yük binen bölgede sorunlar ortaya çıkaracaktır. Bu sorunlar da bizlere kendini ağrı olarak gösterecektir. Düzenli egzersiz yapmak ve iyi postür alışkanlıkları geliştirmek omurganın sağlığımızı korumak için önemlidir.
Bel ağrısı şikâyeti olan bireylerin bir sağlık uzmanına danışarak tam bir değerlendirme ve teşhis alması önemlidir. Tedavi ve önleme açısından, uygun egzersizler, postür düzenlemeleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları bel ağrısının yönetilmesine yardımcı olabilir.